The Gray Man| Gri Adam (2022)

The Gray Man, Anthony ve Joe Russo’nun birlikte yönettiği Ryan Gosling, Chris Evans, Ana de Armas’ın başrollerinde oynadığı Netflix’in yeni filmi.

Konusu tanıdık gelebilir, zira benzer bir konu ile izlediğimiz The Bourne serisinin başarısız bir kopyası gibi duruyor. Matt Damon’ın Jason Bourne karakterini oynadığı serinin ilk üç filmi 007’ye güçlü bir alternatif oluştururken, The Gray Man, bol aksiyonuna rağmen vasatı aşamayan bir film olarak Netflix’te yayına girdi.

The Gary Man’in konusuna gelirsek, Florida eyalet hapishanesinde cinayetten yatan Courtland Gentry (Ryan Gosling) tam bir Amerikalı olarak kötü babasını öldürmüş durumda olan masum bir adamdır ama uzun yıllar hapis yatması kaçınılmazdır. Ünlü CIA’in Sierra 4 programı dahilinde serbest bırakılıp, devlet için öldürmeye başlayan başka bir katile dönüştürülür. Devletlerin gizli örgütleri için birilerini öldürdüğünüzde kahraman olduğunuz gerçeği çerçevesinde tam bir ölüm makinesi olan “Six” (007’nin çakması) CIA içinde ki kötü adamlar tarafından kandırıldığını anlar ve onlara karşı büyük bir savaş verir.

Daha önce de dediğim gibi konunun çok iyi bir sürümü olarak Matt Damon’lı Jason Bourne varken hatta Tom Cruise’lu Mission: Impossible filminin 7 bölümden bir çoğu, bu filmden çok daha iyi iken neden bu vasat filmi izleyeyim diyor insan ama gene de izliyor efendim. Neden izliyor; 1 – Ryan Gosling iyi bir oyuncu, izlemesi keyifli, 2 – Ana de Armas güzel bir abla, onu da izlemesi keyifli, 3 – Chris Evans belki bu sefer bir şeyler yapmıştır merakı var, 4 – Aksiyon aksiyondur, kafanız rahat, patlamış mısır, çay-kahve-gazoz yapabilirsiniz. Alaska Frigo misali boş gözlerle akar gider sahneler. 5 – Bizden bir yerde koyarak bizimde ağzımıza bir parmak bal çalmışlar. (Kapadokya’ya gelirler.)

Netflix ile ilgili yakın zamanda ki söylemler belli artık nitelikli dizi ve filmler yapılmadığı, farklı alternatifler sebebi ile ciddi üye kaybı yaşadığı falan söyleniyor. Büyük bir reklam ile çıktığı bu film yine yeni yeniden tam anlamı ile hayal kırıklığı. Bangkok, Monaco, Londra, Hong Kong, Viyana, Berlin, Kapadokya, Prag derken 20 ülke dolaşıyor film ama bir Prag sahnesi var ki aksiyondan ziyade gülmekten altınıza işetebilir. Prag’ın ortasında ortalık birbirine giriyor, girsin girmesine de azcık mantık be kardeşim…

Tamam anladık CIA’sin sen tüm dünya da elin ayağın var, her yere hükmediyorsun da, mesele kendi iç meselenken bile neden şehirleri yakıp yıkıyor adamların, hem de ne yakma yıkma, diğer ülke teşkilatlarını bu kadarda aptal yerine film de olsa koyma be kardeşim, o kadar da değil, azcık mantık, azcık…

The Gray Man, öylesine saçma öylesine mantıksız bir zeminde seyrediyor ki, CIA içinde ki durumdan tutun, gözünü kırpmadan onlarca adamı öldüren tiplerin bir çocuk için kuzuya dönmeleri, benim babam gibi denilen adamların dakkasında satış yapmaları, psikopat katilimizin, bir adamı öldürmeyi bir türlü başaramaması falan derken, aman tanrım ben ne izliyorum böyle duygusu kuşatıyor içinizi.

Netflix 200 milyon dolar harcanmış bu filme. Neresine harcadığını ben izlerken anlayamadım.

THE GRAY MAN | Official Trailer | Netflix

Russo Kardeşler’in filmografisine bakıldığında Avengers: Infinity War, Captain America: The Winter Soldier ve Avenger: Endgame gibi Marvel filmleri olduğunu görüyoruz. Marvel gibi hayali bir dünyanın aksiyonunu buraya taşımaları filmin tüm gerçekcilik duygusunu öldürmüş. Marvel filmlerinde bu anlaşılır bir durum zira orda ki karakterler zaten gerçek değil, uçmaları kaçmaları, yeri göğü parçalamaları mantıklı da bu filmde mantıklı değil.

The Gray Man için sözü fazla da uzatmaya gerek yok, bol aksiyonlu, iyi oyuncu kadrolu, büyük bütçeli vasat bir film olarak izlenip vedalaşılacak bir daha da yüzüne bakılmayacak bir yapım olarak Netflix’te izlenebilir. Her ne kadar izle tavsiyesi olmasa bile…

Barış, Ağustos 2022

Göster
Gizle