Gönül filmi, Soner Caner tarafından yazıp yönetilen, başrollerinde Erkan Kolçak Köstendil, Hazar Ergüçlü, Bülent Emin Yarar, Ali Seçkiner Alici, Selim Bayraktar’ın oynadığı Netflix’in taze filmi.
Evet, sonda söyleyeceğimizi başta söylüyorum; Netflix, bozuk saat gibi günde iki kere doğruyu gösterebiliyor. Bu kadar niteliksiz içeriğin yanında ilaç gibi gelecek olan bir film izlemeye hazır olun. Bir komedi filmi olarak lanse edilse bile, komik unsurlar barındıran bir dram filmi.
Filmle ilgili İlk bilmemiz gereken, filmin hemen başında bahsi geçen “Dom”ların kimler olduğudur. Çok kaba olarak “Çingene” topluluğudur diyebiliriz. Dom çingeneleri Hindistan’dan göçüp gelen bir etnik grup. İran üzerinden Orta Doğu’ya yayılmışlar. Göçebe olarak yaşıyorlar, bulundukları ülkelerde el işleri, demircilik, sokak müzisyenliği gibi işler yaparak para kazanıyorlar. Çingene topluluğu dendiğinde müzik zaten en başa yazılması gereken meslek. Bizim coğrafyamız içinde Kürtler arasında yaşayan çingene topluluğu olarak “Dom”lardan bahsediliyor. Hatta kürt çingenelerin bir ismi gibi anlaşılıyor.
Youtube’a bakındığımda gördüğüm şu belgesel belki ilginizi çekebilir.
“Hay Nikina, hay nikina, niki niki nanna niki nanna…”
Gelelim, Gönül filmine; Domlardan iki kardeş olan Piroz (Erkan Kolçak Köstendil) ve ağabeyi Hogir (Ali Seçkiner Alıcı) müzik yapmaları için bir köy düğüne giderler. Piroz burada gelin Sümbül’ün sesini duyar ve istemeden gelin olan Sümbül’e ilk görüşte aşık olur. İkisi de karakter olarak delidoludur, (belki de delilerdir) birbirlerine kavuşma hikayelerin yanında, Piroz ve Hogir’in babaları olan Mirze’nin (Bülent Emin Yarar) aşk hikayesi olan Dilo’ya aşkı da diğer bir alt konu olarak devam eder.
Hikayelerin, hangisi ön plandadır, hangisi arka plandadır, çoğunlukla birbirine karışırken, bir taraftan Emir Kustarika vari bir görsellik ve konu akışı izleriz, bir yandan da Theo Angelopoulos gibi bir final bizi büyüler.
“Tanrı insanları yarattı, baktı çok mutsuzlar, onlara Domları gönderdi”
Filmin etkileyici bir çok yeri var. Kıyafetleri, dekoru, şarkıları ve iki aşk hikayesinin de naifliği, en saf haliyle sevgiyi elle tutulur gözle görülür hale büründürülmüş olması, klasik anlatımın dışında bir masal havası da verilen film öylesine keyifli ve ilgi çekici hale geliyor ki, işte tekrar tekrar izlemelik bir yapım diyorsunuz.
Gönül filminin hele bir sahnesi var ki bence ilerde klasikler arasında yerini alacak; kız isteme sahnesi. Muhteşem, sözcüklerin anlaşılmaması ile oluşan durum komedisi, müzikler ile birleşen enfes bir hal alıyor.
Gönül filminin aynı zamanda kültürel bir eleştirisi de mevcut. Sümbül’ün düğün günü “kız çıkmadı bu” diye ailesine geri verilmesi ve Kürt Ağası babasının bir Dom’a kız vermektense onu öldürmek istemesi ayrıca bir ayrımcılığın da eleştirisi.
İki karakterin saf aşkı ve baba Mirze’nin kavuşamadığı Dilo’ya olan aşkının da şiirselliğe bürünen masalsılığı filmi bam başka bir boyuta çıkartmış durumda.
Kardeş Türküler grubundan Vedat Yıldırım’ın da filmde küçük bir rolünün olması ayrıca mutluluk verici. Bahsettiğim kız isteme sahnesinde rolünün hakkını vermiş.
Ayrıca müzik konusunda öyle etkileyici ve vurucu seçimler yapılmış ki hayret ediyor insan. Örnek son sahnede Hazar Ergüçlü’nün seslendirdiği “Seyran”. Müzik ayrı güzel, sahne başlı başına muhteşem…
Gönül, ki ingilizcesi ile yürek şarkısı, ülkemiz halkının bir bölümünün ötekileştirildiği, töre – namus kavramlarının yabaniliğinin bize bir kez daha anımsatıldığı, diğer taraftan da şiirsel, masalsı ve saf aşkın anlatıldığı son dönemin en iyi filmlerinden biri.
Barış, Eylül 2022
“Gönül |Heartsong (2022)” için bir yorum