Küçükyalı tren istasyonun yanı
ortada soba, kömür sobası, kara kara
geçen yıllara özlem gibi yanıyor
Yeşil çuha, köşe masada ben
etrafımda 60 yıl ortalama ile müdavim meraklılar
İstasyon kahvehanesi, hep bir şeyleri bekleyenlerin
kahve demir sandalyesi
Üç büyük ağaç, tüm oturanların dedesi
sonbahar rüzgar ayaz
beş kedi saydım
meraklı ihtiyarlar gibi beni süzüyor
elinde kalem tutana herkes hayretle bakıyor.
sallanarak gelen metalik tepsi
sıcak çay
modern kafelere inat demli
ince mi ince belli, kışkırtmak için içi geçmişleri
okey sesleri
taş çalmayanların gözlerinin önünden geçmişi geçen
mülayim küfürler
ince sataşmalar, hastane, hanım, demirel
emekli maaşı, ah o Almanlar yok mu
Radyo da çızırtı ile Zeki Müren
televizyonda ajans
tren sesi
film sahnesi, Küçükyalı istasyon kahvehanesi
Sevgilim;
Seni düşünmek için
kafesteki kanaryayı izliyorum,
tüm bunlar seni tanısa daha güzel olmazlar mı?
Barış Tolga Çoruh- Küçükyalı , 2011