Sense 8 (2015 – 2018)

Lana Wachowski, Lilly Wachowski kardeşler ile  J. Michael Straczynski tarafından yönetilen dizi, Netflix’in en iyi yapımlarından biri olmaya aday.

Dizi için asıl referans noktası yönetmenlerinin kendileri, Wachowski’ler herhangi bir projenin içindeyse, kesinlikle orada izlenesi ve takip edilesi bir durum ortaya çıkar.

Dizi için öncelikle yüklerimizden bir kurtulalım, evet dizide cinsel unsurlar var ve çok var. Evet dizide eşcinsellik her yönüyle var ve sahnelerde alenen verilmiş. Evet yönetmenler kendi tercihlerini dizilerinin içine bolca serpiştirmekten çekinmemişler. Kişisel olarak abartılı ve ziyadesiyle fazla bulduğumu belirtmek istiyorum.

Dizi için öncelikle yüklerimizden bir kurtulalım, evet dizide cinsel unsurlar var ve çok var. Evet dizide eşcinsellik her yönüyle var ve sahnelerde alenen verilmiş. Evet yönetmenler kendi tercihlerini dizilerinin içine bolca serpiştirmekten çekinmemişler. Kişisel olarak abartılı ve ziyadesiyle fazla bulduğumu belirtmek istiyorum.

Fakat, ama, zira gibi bağlayıcılar ile devam etmemiz de kaçınılmaz. Dizinin asıl konusunun enteresanlığı, verdiği barış ve kardeşlik mesajları, onur, cesaret, mücadele, kendini tanıma ve gerçekleştirme ve akabinde aşma diyalogları, tüm bu yukarıda bahsi geçen sahnelerin önündedir.

Homofobik ve beyninizin yerine cinsel organınızın olduğu yer ile düşünmeyi tercih ediyorsanız (Ekşi sözlük yazarlarından bazıları hakikatten böyleler) diziye hiç başlamayın, kendi mal düyanızda, duygusuz ve hissiz sadece kendi hayatınızın ve kendi değerlerinizin doğruluğuna inanarak ve hatta kendi ırkınızın veya deri renginizin de Dünya’da ki en üstün şey olduğunu düşünerek yaşamaya (!) devam edebilirsiniz.

Wachowski’lerin yaratıcılığı inanılmaz, yeni yarattıkları dünyada, insan oğlunun ilk insandan beri farklı bilişsel kabiliyette olanlar olarak, farklı türlere sahip olduğunu (Bu türlerden biride “duyusallar” dediğimiz bizim çocuklar) fakat homo sapiyensler olarak, bizim türümüzün hırslı, vahşi, yalancı ve öldürmeye meyilli olduğundan diğer türleri yok ettiğini veya hala yok etmeye çalıştığını anlatıyor.

“Sense 8, sekiz kişinin hikayesi. Trans ve aktivist bir hacker olan Nomi, Chicagolu bir polis memuru olan Will, eşcinsel bir dizi yıldızı Lito, bir DJ olan Riley, Koreli  iş kadını Sun, Hindu kimyager Kala, Alman kasa hırsızı Wolfgang ve Nairobili dolmuşcu Capheus bu sekiz kişiyi oluşturuyor. Bu sekiz kişiden Will’e ulaşan ve ona bir duyusal olduğunu anlatan ana karakterlerden biri de  Daryl Hannah’ın canlandırdığı Angel karakteri.”

Duyusalların en belirgin özellikleri, gruplar halinde birbirleri ile telapatininde ötesinde sezgisel ve fiziki (yan yana olmasalar dahi) ilişki kurabiliyor olmaları. Öncelikli olarak, konüm gibi birbirleri ile bu ilişkiyi kurabiliyorlar, ama sonra öğreneceğiz ki, Dünya üzerinde ki diğer duyusallarla da “tanışmak ve görmek kaydı ile”  aynı şekilde iletişim kurabiliyorlar. Bu öyle bir iletişim ki, hepsi Koreli kızın yanındayken Korece konuşabiliyor veya çok iyi dövüşen biri diğer birine yardım edebiliyor. Bunu yaparken normal insanlar sadece birini, o da orada fizikken olanı görebiliyorlar.

Daha teknik olarak anlatmamı isteyen okuyucu için: Evrim sonucu insanlar farklılaşmış, psycellium denilen bir telepatik ağa erişebilen özel bir grup var. Bunlara “sensate” deniliyor. Sensate’ler “cluster” denilen özel gruplar içindeler. Bu grup içinde tek bir zihin var ve 8 kişi de bunu paylaşıyor.  Ortak cluster içerisinde bütün hisler, zevkler, acılar, anılar, bilgiler  ortak. Cluster dışındaki sensateler göz teması kurduktan sonra birbirlerini telepatik olarak ziyaret edebiliyorlar, fakat paylaşım sadece bununla sınırlı. Not: bu paylaşımı engelleyen siyah küçük haplarımızda mevcut.

Aslında temel hikaye çok basit, iyi ve kötünün bitmek bilmez savaşı. Bu savaş farklı varyasyon ile sürekli bir şekilde anlatılıyor. Bu da onlardan biri ve iyi bir örneği diyebiliriz.

Melekler ve şeytanlar, hırsızlar ve polisler, katiller ve barışçıllar vs. liste uzun ama temel aynı.

Dizi aslında 3 sezon olarak tasarlanmış ama Netflix artan maliyetleri gerekçe göstererek 2. sezon sonunda diziyi sonlandırma kararı almış. Gelen tepkilerle (yersen!) 2018 de 2 saatlik özel bir final bölümüyle bitireckmiş. (Reklam kokan hareketler:)

Şahsi kanaatim dizinin fazlaca etliye sütlüye dokunur bir tavrının olması,  özellikle Nairobili arkadaşımızın sıradan bir şöförlükten, milletvekilliğine yürüyen hikayesinin içinde ki kapitalizim karşıtlığı ve sistem eleştirisi, böylesi bir platformu rahatsız etmişte olabilir. Zira burası sinema salonu değil, V For Vandetta’nın yaratıcılarına da bu mesaj, dizilerini bitirerek verilmiş olabilir.

Final için özel bölüm de yayınlanarak dizi bitti. Patron mutlu son istiyor kabilinden bir son oldu.  Sanrım fikren daha sert bir bölüm ile bitirilebilirdi. Her şey güzel değil ki hayatta.

Ağustos, 2018

Göster
Gizle