Beğendiğim Youtube Kanalları

Şu an geldiğimiz noktada Youtube’un önemli bir yer tuttuğunu düşünüyorum. Bu mecra içerinde çok iyi içerik üreticileri var. Bu kanallardan haberdar olmak için bu sayfayı düzenli olarak güncellemeye karar verdim.

Kendi beğendiğim, düzenli izlediğim, bilgi aldığım, eğlendiğim kanalları buraya ekleyerek sizlerin de faydalanmasını sağlamayı amaçlıyorum.

Barış Özcan

Güncel hali ile 6 milyon abone sayısına erişmiş olan kanal, Youtube’un en nitelikli içerik üretici kanallarından bir tanesi. Çoktan duymuş olduğunuzu düşünsem de önermeden geçemeyeceğim bir yer.

Barış Özcan

1974 doğumlu Barış Özcan 2014 yılından beri Youtube’a içerik üretiyor. Çok kaliteli videoların hazırlayıcısı ve sunucusu konumunda. Türkiye’nin en iyi Youtuber’ı olduğunu söylesek abartmış olmayız sanırım.

Barış Özcan, kanalında bilim, sanat, tasarım ve teknoloji alanlarında içerikler üretiyor. Her Pazar Türkiye saati ile 09.00’da kanalına yeni video yükleme disiplinine sahip. Bilim ve Uzay içerikleri içinde çok bilgilendirici içerikleri var.

Ozan Sari

1989 Bursa doğumlu olan Ozan Sari, Türkiye’nin yakın dönem Keman virtüözlerinden biridir. Kendisi Youtuber olmasa da kanalına yüklediği videoları ilgi ile takip etmekteyim.

Ozan Sari

Ozan Sari aynı zamanda Uludağ Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda Öğretim Görevlisi olarak gençleri yetiştirmekte, Cihat Aşkın ve Küçük Arkadaşları projesi olan CAKA’nın masterclass çalışmalarında öğretmenlik yapmaktadır.

Sık sık video yayınlamasa bile takip etmenizi ve usta kemanının tadını çıkartmanızı öneririm.

Sunay Akın

Tam adı Şükrü Sunay Akın olan Türk şair, yazar, gazeteci, araştırmacı ve tiyatro oyuncusunu zaten tanıyorsunuzdur. Özellikle şiir dendiğinde ilk akla gelen kişilerden biri olan yazar 1962 Trabzon doğumlu olup İstanbul Üniversitesi Fiziki Coğrafya Bölümünden mezunudur.

Sunay Akın – Ve işte o Çocuk

İlginç hikayeleri ile tanıdığımız yazar. Son zamanlarda Youtube için benim çok ilgimi çeken “Ve işte O Çocuk” içeriğini üretiyor. Türkiye’nin çok değerli oyuncu, yazar, iş adamı veya sanat insanlarının hayatını kendi dili ile anlatıyor. 1 saatlik videolar, çok eğlenceli anılar ve ilginç bağlantılar etrafında sunuluyor.

Liziqi

Li ziqi, Çin’de bulunan Mianyard Şehrinin Pingwu köyünde ki (bir nevi bizim Karadeniz) büyükannesiyle beraber geçirdiği günlük yaşamını videolara yansıtıyor. Bahçeye gidiyor, ürünleri ekiyor, topluyor, yemek yapıyor ve oturup yiyorlar.

Liziqi

Mutfağında kullandığı her şeyi ya bahçesinden ya da köyündeki ormandan toplayan genç kızın kanalını enteresan kılan içeriğin kalitesi ve izlerken sizi oldukça rahatlatması. Tüm üretim sürecini anlattığı videolarını artık yayınlamıyor olsa da 17 Milyon abonesi sanırım sabırsızlıkla bekliyor.

Köyün enfes güzellikteki doğası ile kullandığı arka plan müziğinin yanında gereksiz diyaloğa girmeyen Youtuber, sakince akan bir 20 dakika vadediyor. Çok beğendiğim kanallardan biridir.

ortapia

Ortopia, Dr. Serkan Karaismailoğlu’nun youtube kanalıdır. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim dalından yüksek lisans yapmış olan doktorumuz kanalında ağırlıklı olarak hafıza ve beyin üzerine bilgiler veriyor.

Serkan Karaismailoğlu

Oldukça ilgi çekici bir sunumu olan Karaismailoğlu düz bir şekilde anlatıyormuş gibi görünse de çok kaliteli bir içerik sunuyor. Aynı zamanda kitap,dizi ve film tavsiyelerinden oluşan videoları da mevcut. Ses tonu, konuya hakimiyeti, bilimsel yayınları sunması hemen ilginizi çekecek ve ara ara açıp izlemek isteyeceksiniz.

Tahsin Hasoğlu

Komedyen olan Tahsin Hasoğlu özellikle hafta hafta yaptığı süper lig yorumları ile sizi güldürmeyi başaracaktır.

Tahsin Hasoğlu

Şimdiden 500 bin abonesi olan komedyenin ismini daha çok duyacağımız kesin. Üzerinde uğraşıldığı oldukça belli olan videoları, esprileri ile benzeri yok gibi duruyor. 1984 doğumlu komedyenin özellikle Verder Veremem Spor teknik direktörü olarak canlandırdığı “Gamsız Arif” şimdiden fenomen olmuş durumda. Spor dışında güncel konular içinde yaptığı videolarla gülme garantili bir komedyen.

Flu TV

Benim ilgimi Prof. Erkcan Özcan ile yapılan “Olmaz Öyle Saçma Bilim” başlığı altında verdikleri videolar ile çeken kanal. Ekonomiden, siyasete, tarihten, bilime bir çok alanda “olmaz Öyle Saçma …. ” başlıkları ile konunun uzmanı kişilerle soru cevap yapıyorlar.

Flu Tv

Ben ağırlıklı olarak; Yönetmen, Sinema Eleştirmeni, Blogger olarak showrunner’lık yapan İlker Canikligil’in videolarını izlediğim için bu videoları tavsiye ediyorum. Diğer içeriklerine de göz atma şansı bulduğum kanalda Tarih ve Tıp alanında da videolar çok keyifli ve bilgilendirici durumda. Standartlar dışı cinseller videoları da çok iyi diyebilirim. Hem ufkunuzu hem de bilginizi genişletecek bir kanal.

Cihat Aşkın

1968 İstanbul doğumlu olan keman sanatçımız, sadece Türkiye’nin değil tüm Dünya’nın sayılı virtüözlerinden biridir. Özellikle batı müziği ile Türk müziğini birleştirerek icra ettiği eserler ile tanınır ve hayli etkileyici bir çalma tekniğine sahiptir.

Cihat Aşkın – Zeybek Havası

Benim kendi sitemde de daha önce hikayeleştirdiğim bir yazı mevcut. Merak edenler Cihat Aşkın’ın Kemanında ki Bülbül yazımı da okuyabilirler. Cihat Aşkın’ı sadece müziği ön plana çıkartmaz aynı zamanda CAKA isimli eğitim çalışması ile yeni gençlerin hem müziği sevmesini hem de Dünya çapında olmalarını sağlayan projenin de kurucusudur.

Şöyle yorgun argın eve gelmişken, açın bir kaç parçasını dinleyin. Hem bedenen hem de ruhen dinlenin.

Can Özhan

Madem keman sanatçılarını paylaştık, onlardan biri ile devam edeyim. Çok beğendiğim yakın dönem sanatçılarımızdan biri olan Can Özhan, 1990 Antalya doğumludur. Vurgulu ve net çalışı ile ön plana çıkan sanatçı, dinlerken sizi etkilemeyi başaranlardandır.

Can Özhan

Can Özhan’ı farklı kılan taraflardan biri de çaldığı muhteşem kemanın yanında, eğitimci olarak özellikle Antalya’da çocukları yetiştirmesidir. Yakın zamana kadar Akdeniz Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olan sanatçı, kendi projesi olan “Mini konservatuar” ile daha etkileyici bir öğretme deneyimi sunmaktadır.

Takip edin, ara ara açıp dinleyin memnun kalacaksınız.

Daniel Rosas

Müzikten, dansa geçelim. Özellikle latin danslarına merakınız varsa, yapmasanız bile estetik bir şeyler izlemekten keyif alıyorsanız tam size göre bir kanal öneriyorum.

Asdrubar – Abrázame | Salsa Dance on2 | By Daniel Rosas & Ece Buse Demiray

“Hayat bir danstır.” mottosu ile hem dans eden hem de youtube içeriği üreten sanatçı, kendini şöyle ifade ediyor: “Benim tutkum, hayatınızı beden ve zihinle uyumlu hale getirmek. Buna dans etmek de dahildir. Bir çift olarak uyumlu bir şekilde dans edebilmek için öncelikle kendinizle ve müzikle uyum içinde olmalısınız. Hayatta da aynı. Başarılı ve mutlu olmak için, gerçekte kim olduğunuzu, sizi kalbinizin sesini, yani amacınızı takip etmeye iten şeyin ne olduğunu acilen bulmanız gerekir.”

Kıvrak Latin ezgileri ile dansın ve estetiğin bir araya gelişini izlemek hep çok keyifli olmuştur. Bu keyfi en iyi şekilde alabileceğiniz kanallardan biri.

Takipte Kalın Devam edecek….

Türk Halkının Survivor ile imtihanı

16.04.2020

Hepimizin evlerine kapandığı, tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 diye tanımlanan pandemi zor zamanlar geçirmemize neden oluyor. Hayatlarımız devam ediyor olarak görünse de insanlık tarihi boyunca, insanın hayattan kastı hiç bir zaman sadece nefes alıp vermek olmadı. Üretmek, yaratmak, değiştirmek ve değişmek, gelecek ile ilgili planlar yapmak, yeni keşiflerde bulunmak, insanı var olduğu konuma getiren en önemli unsurlar.

Dünya değişiyor, kendi kendine olan bir değişim değil bu tabi ki, dünya değişiyor dediğimizde aslında insanlık olarak bizim değişimimizden bahsediyoruz. Bu değişimimizin yaşadığımız coğrafyalar üstünde de olumlu veya olumsuz etkileri de her türlü bilimin inceleme konularını oluşturuyor.

Radyo Görseli

“İngiliz bilimadamı James Maxwell 1865 yılında elektronik olarak üretilen radyo dalgalarının yayılma teorisini kurmuş ve Alman fizikçisi Heinrich Hertz, 1888 yılında Maxwell’İn teorisini pratik olarak gerçekleştirerek bu konuda öncülük etmişlerdir. İtalyan kâşif Guglielmo Marconi ile birlikte 1898 yılında ilk radyo resmen doğmuş oldu.” Bu bilgi bize ne ifade ediyor. Birbirimiz ile olan haberleşme, eğlence ve öğrenme alanlarında büyük bir değişim olduğunu ifade ediyor. Tüm dünya, ekonomisi ölçüsünde hızla bu yeni değişime ayak uydurmaya başlarken, yeni iş alanları, yeni yaratıcılık alanları ve insanlığın bekli de o zamana kadar farkında olmadığı yeni ihtiyaç durumları oluşmasına neden olan büyük bir değişim. Artık kitleler haberlere çok daha hızlıca ulaşmaya başlıyor, bununla birlikte kitleleri yönlendirmek için de bu yeni gücün kullanılmadı da akabinde harekete geçiyor.

Televizyon Görseli

Bizim yazımızın konusu itibari ile bazı alanlara değinmiyoruz. Radyodan sonra bir büyük sıçrama daha gerçekleşiyor ve artık sadece ses değil, görüntüyü de paylaşmayı başarıyoruz. 1920’li yıllarda başlayan televizyon süreci, 1950’li yıllara gelindiğinde artık evlere girmeye başlıyor, artık dünya için eski dünya diyemeyeceğimiz dönemin kapıları aralanıyor. İnsanlık bu yeni keşifle birlikte başka bir seviyeye geçiyor diyebiliriz. Yeni öğrenme metotları yeni eğlence metotları, yeni habercilik metotları oluşuyor. Her yeni büyük icat yavaş yavaş bir öncekinin katili oluyor da diyebiliriz tabi. Bunu derken insanın adaptasyon yeteneğinin de hakkını teslim etmemiz gerekiyor.

İnternet için Simge Resmi

Artık 3. büyük sıçrama için zaman yavaş yavaş akmaya başlıyor ve 1950’lerde bebek olarak başlayan internet serüveni 2000’li yıllar geldiğinde tüm insanlar için başka bir hal alıyor. Artık net olarak dünya bambaşka bir dünya olmaya başlıyor. Burada en önemli durum bireysel kaynaklara dönüşen insan. Ne demek istiyorum; şu an öyle bir noktadayız ki hepimiz bireysel olarak haberin kendisi, haberin ileticisi, eğlencenin kendisi, eğlencenin ileticisi, bilginin kendisi bilginin ileticisi durumundayız. Dünya’nın herhangi bir yerinde ki bir olay, saniyeler içinde yazılı, görsel olarak Dünya’nın başka bir yerinde ki insanlarla paylaşılabildiği gibi, yöneticilerin süzgecinin dışında da paylaşım yapılabilir oluyor. Artık bir şeyleri gizlemek, kitleleri ve bireyi yönlendirmek, algı oluşturmak eskisi kadar kolay olmuyor veya bu algı için yeni devasa algoritmalar kurgulanıyor.

Benim bu yazı için argümanım başka. Bu yeni dönemde kişi kendi zevkleri veya ihtiyaçları doğrultusunda kendi bilgi kaynaklarını oluşturabilir bie hale gelmiş durumda. gibi devasa bir kaynak herhangi bir şey için görsel öğretici. Mobilya yapmak mı istiyorsunuz, maket araba yapmak mı, dünyanın en ünlü aşçılarının yemeklerini nasıl yaptığını öğrenmek mi, yoksa en etkili karın kası hareketlerini öğrenmek mi? Hepsi hepsi için bir sürü alternatifli videolar elinizin altında. Sadece Youtube mu? Sinema için,dizi için, müzik için, fotoğraf için kendi zevkinize göre bir sürü platform var. Müzeleri canlı gezebileceğiniz siteler, dünyanın en ücra köşelerini canlı izleme olanakları, gezginlerin siteleri alternatif yeme içme gezme önerileri, bilimsel veriler bir tıkla ulaşma şansları, kitaplar, alışveriş için evinizden çıkmanıza bir gerek olmayan sistemler gibi gibi gibi…

2020 yılı korkunç olaylar ile başladı, insanlığın etkisi ile olanları da var, Dünya’nın kendi döngüselliği içinde belirli yüzyıllarda tekrarlanmış olanları da, fakat şu an için en büyük sorunumuz minicik bir virüs. Tüm hepimizi evlerine hapsetti. Sevdiklerimizi veya hiç tanımadığımız türdeşlerimizi öldürebiliyor, kolayca bulaşabiliyor ve kesinlikle acımıyor. Ukalalığımızın en hat safhasında acımasızca bize haddimizi ve çaresizliğimizi bildiriyor. Tabi ki var olduğumuz tarihi süreç içinde başardığımız gibi bu sorununu da yenmeyi başaracağız. Bilim, zaman içerinde bununda üstesinden gelecek elbette.

Peki ben bu kadar kelamı neden ettim. Aslında sonda söylemek istediğim şey için buraya kadar yazmam gerekiyordu ki anlaşılsın. Başlıkla alakalı bir eleştirim var. Dünya değişti dedik, bilgiye ulaşma yolları da değişti. Peki her akşam evde neden “survivor” izliyorsunuz?

Böylesine bir buhranda her şeyin anlamsız gelmesi olası bir durumdur. Hiçbir şey yapmak istememe, sevinçlere de acılara da duyarsızlaşma, biriktirmenin(kişisel birikim) anlamsızlaşması. Fakat, Atatürk’le ilgili bir hikayede Büyük Taarruz başladığında karargahında kitap okuduğu söylenir, yaverinin ‘paşam böylesi bir anda nasıl kitap okuyabiliyorsunuz, belki hepimiz öleceğiz’ dediği rivayet edilir, Atamızda bu “savaştan sonrası için okuyorum” diye cevap verir.

Evlerimizdeyiz, bir sürü şey anlamını yitirdi fakat unutmayalım bu durumdan sonrası var. Kendimiz adına, sevdiklerimiz adına, geleceğimiz adına, yaşadığımız coğrafyanın daha iyi bir yer olması adına çabalayabiliriz. Televizyonda başka bir şey mi var cümlesi günümüzde bahane değil, kişisel bir tercih cümlesidir. Yeni keşif eski olanı yok ediyor, bizler bunu gözlemleyebiliyoruz, eski olanın size sunduklarının niteliksizliği, tek düzeliği, sizin sadece fizyolojik bir varlık olduğunuz üzerine kurguladığı yayınlarının vücut bulmuş hali Survivor’dır.

Bugünlerde kendi adıma yeni bir keşifte bulundum ve Mubi Türkiye‘yi keşfettim. Sinemayı çok seven biri olarak, Netflix aşamasından, daha sinematik bir yapıya geçtim. Bu kişisel keşfim. Sizinde kişisel tercihlerinizle bulabileceğiniz binlerce yayın, platform, eser var. Saplanıp kalmayın. Kötüyle imtihana girmeyin. Sağlıkla kalın.

Barış, Nisan 2020

Göster
Gizle